Yelda'nın Mimi ve Hafta sonundan manzaralar :)

Cuma akşamı Elif'te toplandık. İzmir'den bir arkadaşımız gelmişti. Sohbet, muhabbet, yemek, Tolga Çevikle Komedi Dükkanı... Patates salatası, makara salatası ve son zamanlarda Elifle favori pastacığımız Pufidik pasta yaptık. Pratik olması sebebiyle kalabalık akşam toplanmalarında çok işe yarıyor. Tadı da çok hafif...

Yelda'nın mimine de bu şekilde cevap vermiş oluyorum. Bu yeni pufidik pasta bana Eti Puf'u hatırlatıyor. Eti puf ise çocukluğumun en sevilen abur cuburuydu. Benim pek çok şeye alerjim olması sebebiyle, pek çok meyve, çikolata, abur cubur tarzı hiçbir şey yiyemedim uzun yıllar. Neredeyse lise yıllarıma kadar. Annem de eve almaz, dışarıda yememem konusunda beni hep uyarırdı. Ama rahmetli anneannecim bir alt sokakta oturuyordu. E ben de anneannemin kuyruğu :) Hep onun yanındayım. Anneannem bazen para verirdi. Bu parayla ya eti puf ya da dondurma alırdım :))) Sonra da sokaktaki arkadaşlarımla eti puf kaplarını böcek ve sinek yakalamakta kullanırdık :)))))


Cipsi'nin bütün siteyi uyandırmaya yetecek miyavlamalarına rağmen, cumartesi hayli geç uyandık. Sesi kısıldı sonunda :)))

1 haftadır yatak odasına almıyoruz, O da bize inat yapmadığı eşekliği bırakmadı... Önce ilk fırsatta makyaj masasının üzerini yerle bir etti, sonra bir gece kumuna değil de, kum kabının hemen altına serili olan gazete kağıtlarına çişini yaptı...
O kadar sinirlendik ki, sadece bir gece miyavlamalarını susturup, bir gece rahat uyuyabilmek için uyku ilacı verdik... Bana mısın demedi... Siyam beslemenin zararları ve yararları diye kitap yazacağım sonunda... Neyse bu sabah ben artık ağlamalarına dayanamadım ve yatak odasının kapısını açtık. Ama o da ne? Benden güç alıp Serhat'ı ısırıyor :)) Ben bakınca ısırmıyor ama :)))

Neyse dün de bari kalp şeklinde bir şeyler pişireyim dedim. Elma vardı evde. Elmalı turta yaptım. Tadı çok güzel oldu ama kenarlarına çektiğim şeritler kabarınca alttaki hamurdan ayrılmış, biraz üzdü bu beni. Ama olsun, öyle de yedik :)

Bir de mercimekli börek yaptım ama onu fotograflayamadım yorgunluktan. Bu yorgunluğun üzerine annemin aylar önce bizi ziyaretinde getirdiği Kuru Kahveci Mehmet Efendi'den gelen türk kahvesini çıkardım buzdolabından. Serhatla birer kahve içtik...


Bu kadar tatlı hamur işi vs.. üzerine yarın lahana çorbası diyetine başlıyorum :)) Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu dediğinizi duyar gibiyim :) Yapmam gerek, hem karaciğerimin de dinlenmeye ihtiyacı var :)