Hakkımda

1980 yılının, sıkı yönetim sokaklarında, hastaneye bile asker izni ile gidebilen bir dönemde, Ayşe'ye hastanede sancılı günler yaşatan, Ayşe ve Hüseyin'in ilk çocuklarıdır.

İstanbul'un henüz bu kadar sığ olmadığı yıllarına tekabül ediyor doğuşum. 4 gün kadar Ayşe'yi hastanede ağaç eden ben, bir ikizim daha olması durumunda annemin intiharına sebebiyet verebilecek kadar başına buyruktum.

Laleli'de başlayan ömrümün ilk yılları, o zaman halen mevcut olan İstanbul beyefendileri ve hanımefendilerine şahitlik etmiş, 7. kattan yaramazlık sebebiyle düşme tehlikesi atlatmış, ayakkabı boyacısı olmak istemiş ve önümüzdeki muhteşem deniz manzarasının şehrin ilk yüksek katlı otellerinden birine sahiplik etmesi ile son bulmuştur.

Fatih'teki evin koridoruna çizdiğim muhteşem resimlerin muhteşemliğine dayanamayan Ayşe, bol bol boyama kitabı, resim defteri alarak beni durdurabileceğini sanmış fakat çok yanılmıştır.

Yaşıtlarıma göre iri kıyım bir çocuk ve ergen olan ben, sonraları diğerlerinin serpilmesi ile hayli ufak tefek kalmıştım ta ki 30 yaşıma kadar...

Anne baskısı ve aman seni kim ne yapsın lafları ile Pamukbank'ta işe alınmış ve işe alındığı hafta canından çok sevdiği anneannesi- nam-ı diğer Perihan'ı kaybetmiştir...

Uzunca zaman memur modunda çalışmış ve en sonunda hayatının aşkı Serhat'ın hayatına girmesi ile hep içinde bulunmak istediği sanat hayatının içine bodoslama dalmıştır.

Kendisi bildiğiniz üzere fotoğrafçıdır. Evde beslediği Cipsi'nin sürekli olarak yavrulaması sonucu genç yaşta nine olmuştur.

Hali hazırda Cipsi ve Arap adında bir çift siyam sahibidir. Ancak hayvan mıknatısı sebebiyle her türlü hayvana kol kanat gerebilecek bir potansiyele sahiptir :)

İletişime geçmek isteyen, sorusu olanlar için mail adresinin kapıları her zaman açıktır: ayca.karaoglan@gmail.com

Burada olduğunuz ve hayatıma tanıklık ettiğiniz için teşekkürler...

Ayça Karaoğlan